Beşinci mevsimden Türkiye mektupları

19.12.15 0 yorum
Kalem ve kâğıt bu defa onlarda. 11’inci Türkçe Olimpiyatları’na katılan öğrenciler hislerini, heyecanlarını, meraklarını, sevinçlerini aracısız paylaşıyor.
Yazılı ve görsel medyada yaklaşık bir ay boyunca, onlarca haberin başaktörüydüler. Geldikleri ülkenin rengi, kokusu, sıcaklığı gazete, dergi sayfalarında, televizyon ekranlarında yer aldıkça, milyonlar coşku ve sevinci bir arada yaşadı. Peki, 11’inci Türkçe Olimpiyatları’na katılan öğrenciler kendilerini anlatmaya kalksaydı… Kalemi ile kâğıdı biz verdik ama samimiyet ve içtenliği kendileri yansıttı. Metinlerdeki dilbilgisi eksiğine, noktalama yanlışına dokunmadık. İşte, Azerbaycan’dan Senan, Tanzanya’dan Abdullah, Kolombiya’dan Sara, Bangladeş’ten Ayesha, Afganistan’dan Ahmet Harun, Macaristan’dan Zeineb Szuszunna, Mozambik’ten Rafigue ve Türkmenistan’dan Kerimberdi’nin belki de memlekete vardıklarında ailelerine anlatacağı Türkiye ve Olimpiyat düşünceleri…

Ben çok sevdim vallah

Adım Abdullah soyadım Bakari Tanzanyalıyım. 11. Türkçe olimpiyatlarında konuşma dalında katıldım oradan gümüş madalya aldım.
Öncelikle, bu olimpiyatları çok güzel geçti ama gelmeden önce çok merak ettim mesela bazen sorular kendi kendime sordum, nasıl olacak, güzel birşey bekliyorum bazen zamanlar uykum gelmedi Türkçe olimpiyat için. Gelince çok şaşırdım çünkü daha iyi daha güzel oldu. Peki Altı kıtasından 140 ülkelerinden 2000 öğrenciler falan Türkiye’de aynı dili konuşuyoruz beraberlik kaldık bizim renklerimiz, kültülerimiz herşey unutuk! birlikte yaşdık ben çok sevdim vallah. Böyle bir organizasyonla “yeni bir dünya” kutlayacağız.
Türkiye’de 3 ilde gezdim Istanbul, İzmir sonra da Ankara. Bu yerden insanlar ve herşey güzeliydi, genellikle. Türkiye tarıhı bir ülke ve insanlar bize çok seviyorlar yaanı mesela İzmirde en az bana göre 1,5 milyon insanlar bızım stanta geldık ve en az bir günde 200 yada 500 fotoğraf çektim yaani vatandaş beraer. Türkler misafirler perver. Bizde size için burada geldik ve biz çok çok seviyorlar.
Yemeklerinde, en güzel parça yaanı. Türk yemekler ben çok sevdim mesela kebap, döner, lahmacul, durum, çorba, tatlılar (baklava, aşure) ben çok hoşlanıyor. Ben çok gezemedim ama Türkiye tarıhı ülkedir.
Bu olimpiyatlarından çok arkadaşım tanıştım mesela somalıdan, brezilyadan, moldovadan, malıdan, tacıkıstandan, türkmenistandan, Kenyadan, romanyadan, mozambıkten mongolıstandan genellikle herkes benim arkadaşım. Ama en fazla Kenyadan mozambıkten ve romanyadan ve en çok somalıdan arkadaşlar tanıştık şimdi Kardeşler gibi oldu.
Ben bu yarısma çok beğendim ve ülkemde döneceken herkes çok özleyeceğim bunda ağlamak istiyorum yaanı herkes çok sevimli ve sıcak kanlı. Bunu olımpıyatlarından katılmak ve Türkiye bize davet etmek çok teşekkür ediyor demek istiyorum.
Türkiye ve herkeşe evrensen barışa doğru ve bir gün yeni bir dünya kutlayacağız.

Allah’a hamdolsun ki bu fırsatı bana verdi

Merhabalar! Benim adım Ahmet Harun soyadım Sultani Afganistan’da geldim. Okulumun adı Herat Afgan- Türk Erkek Lisesi. Lise 3. Sınıftayım ve yarışmalarda konuşma dalında katıldım.
Rahman ve Rahim Allah’a hamd olsun ki bana bu fırsatı verdi ta ki şimdi be sevgiyle dolu günleri yeşirebilirsem farklı ülkelerden ve ırklardan insanlarla tanıştım onlarla arkadaşlık bağını kurdum ve hayalimden öte anları yaşadım.
Zamanımız kin, nefret, bağnazlık zamanıdır derler ama bence bütün onlar Türkçe olimpiyatlarla arındırır Türkçe olimpiyatların amacı sevgiyle dolu bir hayatı yaşamak ve yaşatmaktır. Kendi o güzel şiarıyla “Evrensel barışa doğru”
Ben önce Allahım’a şükrediyorum ve sonra o adanmış insanlardan çok teşşekkür ediyorum Allah onlardan razi olsun ki bu gönnül işini gönülden yapmışlar.
Türkiyeye gelmeden önce Türkiye’ye önceden gelen abilerden sorduğumda o özlem duygusu onların sohbetlerinden belli olurdu o özlem bir daha Türkçe olimpiyatlarda olmak ve katılmak özlemiydi. ben de bu değerli günleri değerlendirmeye çalıştım. Türkiyeye geldiğimde ben kendimi çok yabancı hissetmedim herşey ban yakın geliyordu çünki, bizim kültürümüz Türkiyenin kültürüne biraz benziyor hem de Türkiyenin yemeklerini, tatlıların, pastalarını çok beğendim çok müthişti. Yemeklerden döner kebabı ve tatlılardan baklavayı beğendim. ve öyle günleri yaşadım ki dilimin gücü söylemekte ve elimin gücü yazmakta yetmiyor.
Özet olarak Türkçe olimpiyatları bana Evrensel barışın tadını vardırdı yeni bir dünyanın güzelliklerini öğretti ve işte budur Türkçe olimpiyatların gayesi.

Kaybedilecek son şey buradaki insanlık olsun

(Ayesha Abrar Nawshin, 9. Sınıf Bangladeş Uluslararası Ümit Türk Okulları) Kalabalıkta, o kadar insanların arasında gözlerim tek birşeyi arıyordu. işte şurada Kızılcahamamın bayrak köşesinde buldum, gençliğin yemyeşil ve çoşkulu kan kırmızıyla kendi bayrağım uçuyor. Yabancı toprağın üstünde kendi renklerimi gördüğümde tüylerim diken diken oldu.
Öncelikle bana bu hisleri veren Türkçe olimpiyatlarına yürekten teşekkür ediyorum. Egenin incisi İzmirde düzenlenen kültür şölenide bir yerde iyilik nedir diye yazmıştım ki ‘Bence iyilik işte kardeşlik, insanlik, hoşgörü gibi muhteşem hislerini Bağlayan ihtişamli bir köprüdür.” Yazdığımdan sonra fark ettim ki kaç tane iyilik köprünün üstünden geçtim sayıamadım. İşte sizler, bizim için herşey yapan fedâkar öğretmenler. bu organizasyondaki ateşe tutuşturan ağabeyler ablalar, siz o iyilik köprülersiniz.
Farkli diller, farklı kültürden yetişip gelen arkadaşların arasında kendimi bulmak…..
Bir insan bir nefes olsa yüz kırk nefesi buluşturan havayı koklamak….
Dünya renkleriyle göz doldurmak….
Açiliş törenide kendi bayrakla yürümek….
Bu değişik hisleri, duyguları paylaşabileceğim bir söz bulmak hayatımdaki en zor iş olacak. farklı milletlere temsil eden arkadaşlarla tanıştım, ama kimin nereden geldiğini fark etmeme gerekmedi, sanki bir birilerimizi önceden biliyorduk, sanki aynı ülkeden değilde aynı aileden geldik.
Kardeşlik, diye dünyada bir kelime varsa o da bile bu olimpiyatları anlatamıcak çünkü bu kardeşliğinde ötesinde.
burdaki yarışmada kazanmak yada kaybetmek ne fark eder ki?
Herkese ‘Bangladeşliyim’ diye kendimi tanıtırken bu benim için en büyük kazan olmuyor mu?
Bence buraya gelen herkese aynı duygu yaşıyor.
Türkçe olimpiyatları bana bu duyguları veriyor,
kaybedilecek son şey, buradaki bu insanlık olsun. unutulacak son şey bu duygular olsun. yok olacak son şey o yüz kırk nefes olsun.

Bizimle hep gülüyorlar hediye veriyorlar

Adım Rafigue Namutuga. Ben Mozambikten Geldim Mozambikte ulusrarası söğüt kölecinde okuyorum. 12. siniftayim. 11 Türkce olimpiatlarinda katildim. ve katildiğimi için çok memnum oldum çok Güzel insanlar Taniştim ve duniyanin çok arkadaşlar tanistim ozelikle Moldovadan Makdedoniadan Goney Africadan ve onlari taniştiĞime için çok mutlu oldum.
Bence duniada türkce olimpiatlari Gibi çok barişli bir program bulmam o yüzdem ben insanlar yetişdiyini için. Biz de inşallah büyüyünce böyle bir şey biz de başka Gencler yetişeceyiz ve bu Genler inşala duniayi yeni bir gün Getirecek. Ve bu yeni bir dunia inşala Turke olimpiatlari gibi çok barişli bir dunia olacak.
Ben Türkiye gelince hemen bana bir ayleye missafir olarak bana aldiler ve orda çok özel bir arkadaşim vardi Ahmet arkadaşim bana Türkeye Gezdirdi ve diğer arkaşlara bana tanişdirdi. Bahdirya taniştirdi ousana taniştirdi ve onlarle çok Güzel programlar yaptık. onlara çok salamlar olson.
Türkiye cok güzel bir ülke insanlar cok güzel bizimle hep Gülüyorlar hediye veriyorlar yane böyle bir şey düniada tek türkiyede var.
Zeyaretleri Giitimi zaman zafer hoça Bana Çok Güzel yemekler iyedirdi. Kibab, Ciköfte, ve bana ilk defa baklava iyedirdi. Ben bunlari olduğuno cok mutlu oldum ondan sonra kizilçahamama Gittik orda çok arkadaşlarim Taniştim onları cok sevdim keşker onlardan ayirlamasayidim. Gidince olari çok özlecem.
Kizilçahamamdan istanbula döndük istanbuda Gemi ile Denize Gezdirdiler bize yemeye Gittik hediyeler aldik yahe her şey çok Güzel Geeti biz türkiye Geldiyimiz için çok memnun olduk ve inşala Mozambiye Memeklerimize bir Gün böyle bir dünya kurulacayiz.

Keşke Türkçe Olimpiyatları Gaziantep’de olsaydı

Merhabalar. Benim ismim Kerimberdi Babaşev. Ben Aşkabat Türk ilköğretim okulunda okuyorum. Ben 7. Sınıfa gidiyorum. Türkçeyi ben okulda öğrendim. İlk kez Türkçe olimpiyatlarına katıldım. Bu olimpiyat sandığımdan güzel, zevkli, heyecanlı ve büyük bir festivalmiş. Ben Türkçe olimpiyatlarını ve Türkiyeyi çok sevdim. Türkiye çok güzel bir ülke. Türkiyeyi çok sevdim. Çünkü büyük, çok gelişmiş ve nifusu çok olan bir ülke. Her tarafı denizlerle kaplı, güzel manzaralı bir ülke Türkiye. Türkiyede her şey bulunur. Türkiye gelişmiş bir ülke. Türkiyede 11. kez Türkçe olimpiyatları geçiriliyor. Bende bu sene bu olimpiyatlara katıldım. Bu olimpiyatlarda ben şiir söyledim. Şiirimin adı Tut Ellerimden. Bu şiir Abdurrahim Karakoça ait bir şiir. Ama maalesef altın madalya alamadım. Ben Türkçe olimpiyatlarda bronz madalya aldım. Türkiye herkezin gelmek istediği ülkelerden birisi. Çok gelişmi ve hala gelişmeye devam eden bir ülke. Türkiyenin nifusu gerçekten çok fazla. Bizim ülkenin yani Türkmenistanın 15 katı. istanbulda 18 milyon insan yaşıyor. Bu insan fazlalığı bazı sorunlara yol açabiliyor. Örneğin trafik sorunları, otobüste çok insan hepsi sıkışık duruyolar ve çok büyük sorunlar açabilir. Ben Türkiyenin yöresel yemeklerini çok seviyorum. En çok sevdiğim yemekde çorba ve mantidır. Bu yemekler gerçekten harika. Her zaman yemekden önce çorba içerim. Acılı olursa daha iyi olur tabi. Türkiyenin tatılarıda çok güzel. Örneğin baklava, güzel pastalar ve tabi puding. Benim en sevdiğim tatlı baklavadır. Baklava tatlısını çok seviyorum. Keşke Gaziantepe gidebilseydim. Orada baklava diyarı yaşanıyor. Duyduğum kadarıyla ora çok güzel bir şehirmiş. keşke Türkçe olimpiyatları Gaziantepde olsaydı Bence daha güzel olabilirdi. Türkçe olimpiyatları demişken, bu yarışmayı anlatıyım. Bu yarışmaya 140 ülkeden 2000 öğrenci katılıyor. 55 ilde tam tamına 99 sahne geçiriliyor. Bunlarda Türkiyenin nasıl geliştiğini gösteriyor.
Bu yarışmada altın, gümüş, bronz ve mansiyon olarak dört tane madalyalar bulunur. Ben bu 2000 öğrenciden bazılarıyla tanışabildim. Hepsiyle tanışmak isterdim ama olmadı.
Hoşçakalın!!!

Ankara’dayken her gün dondurma yiyordum

Sara Escobar Restrepu; Kolombiya- Konuşma (altın madalya) 20 yaşındayım. Türkiye’de çok farklı şey gördüm. En değişik “alaturka” tuvaletlerdi çünkü ülkemde o tarz tuvaletler hiç görmedim. Tabiki herşey çok farklı, yemekler, hava, insanlar, evler, alışkanlar…
En sevdiğim yemek pideydi çünkü pizza gibiydi ve hiç acı değildi. Çok hoşuma gitti. Türk dondurma da çok güzel. Ankaradayken her gün, bir tane dondurma yiyordum.
Türkiye tarihsel bir ülke ve dünyanın tarihi çok etkili bir ülke. Bazı müzelere gittim ve gerçekten inanabiliyordum o kadar olaylar aynı ülkede oluyorlardı.
Mağazalar inanılmaz, mesela Pamukkaleye gittiğimde gökyüzünde bulutlar arasında hissediyordum. Hem de dağlar ve topraklar çok farklı, temiz ve renkli. Onları çok sevdim.
İnsanlar çok sıcakkanlı, misafirperberliler ama bazen sabırsızlar. Neyse gittiğim her yer çok iyi hissettim ve onlar beni çok iyi dikkat etti.
Olimpiyatlar hakkında sadece diyebilirim ki onu hiç hayal ettim. Nasıl konuşacaktım o kadar farklı diller konuşan insanlarla? Türkçe ile!
Kolombiya’da türk okul yok, su anda bir tane inşaat ediliyor, ama kültür merkezleri var ve orda Türkçe öğrendim. İki yıl sürdü öğrenmem, ve hala çok iyi konuşmuyorum bana göre… dilim tutuluyor.
Olimpiyatlardan sonra biraz gezdim sonra stajım yapmaya başladım, turizm bir acentasında. Türkiye’ye mayıs’ta ulaştım ve ocak’ta evime döndüm. Orada ailemi özdelim ama şimdi, evimde Türkiye’yi özlüyor.

Ortak dili bulduk, Türkçe konuşuyoruz

Adım Senan. Soyadım Abdullayev. Türkçe Olimpiyatlarına Azerbaycan Nahçıvan Ö.C’den katılıyorum. Dil bilgisi dalından katıldım ve gumuş madalya aldım. Nahçıvan Türk Okulunda okuyorum. 10. cu sınıfı bitirdim. Türkçe Olimpiyatlarına katıldığım için çok mutluyum. Çünki burda 140 farklı ülkeden gelen renkleri farklı, dilleri farklı, dinleri farklı olan çocukların kardeşliyini gördüm. Burda çok iyi anlaşıyoruz. Herkes Turkçe konuşuyor, Türkçe konuşmaya çaba sarf ediyor. Hepimiz anlaşabiliyoruz. Biz bir birimizi ilk defa görüyoruz ama çok iyi anlaşıyoruz. Aramızda şakalaşıyoruz. Herkes Türkçe Olimpiyatlarındaki çocuklar gibi olsa tüm dünya barış içinde olur.
Bana geçen yıl buraya çocuklar Türkçe olimpiyatlarını, Türkiyeyi anlatmıştım. Gelmeyi çok istiyordum ve geldim. Beklediğimden daha iyiymiş. Biz önce Iğdıra, ordan uçakla Ankaraya, kızılcahamama geldik. Kızılcahamamda yarışmalar oldu, sonra havuza gitdik. En çok özleyeceyim şeylerden biri de havuz olacak Sonra İstanbula basın grupu olarak geldik. Yurtta kalıyoruz. Burda 27 çocuk var. Hepimiz farklı ülkeden olsak da ortak dili bulduk, Türkçe konuşuyoruz. Bu ortam çok güzel, bunu hiç beklemiyordum. Türkiyede en çok sevdiğim yer İstanbul boğazı oldu. Türkiyenin yemeklerini çok sevdim. İskender kebabı, döner, lahmacun, tatlılar… Türkiyenin insanları çok sıcakkanlı, bizi çok iyi karşıladılar. Burda yaşadığım en garib şey milli elbiselerle gezdiğimiz için herkesin bize çok garib bakması birde resim çektirmek istemeleriydi. Bu beni çok mutlu etti.
İstanbulda yurtta kalıyoruz. Burda abilerle tanıştık. Onlar çok iyi, sıcakkanlı insanlar. Bizi çok güzel karşıladılar. Abilerle sohbet ettik, tenis oynadık. Çok eğelenceli geçti. Burda arkadaşlar edindim. Türkmenistanlı Kerimle, Afganistanlı Harunla iyi arkadaş olduk. Gideceğim çok üzülüyorum.
Bence Türkçe Olimpiyatları çok büyük bir organizasyon. Buraya geldiğim için çok mutluyum. İnşallah barışın, kardeşliyin olduğu yeni bir dünya kurarız!..

0 yorum:

Yorum Gönder

Reklam

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı